AYAĞA DOKUNAMAMAK
Her günkü gibi bir gün. Tek farkı, gün devam ederken ayak baş parmağı kapının altına sıkıştı. Ardında olduğunu görmeden, kapıyı hızla açan biri tarafından. Ve kapı çok hızla açıldığından, parmağı hasar gördü. Yanındakiler yardım etmeye çalıştıklarında kesinlikle istemedi. Çünkü ayaklarına değil başkası, kendisi bile dokunamıyordu.
Evet, çok doğru. Ayaklarına dokunamıyordu. Bu yüzden yardım edilmesi, kanamanın durdurulması, en azından buz konulması bile çok zor oldu.
Kendini bildiğinden beri, böyle yaşadığı için çok garipsemedi bu durumu. Ne zamandan beri olduğunu, nereden kaynaklandığını bilmiyordu. Tırnaklarını keserken bile, diğer eli ile parmağının üstüne kıvrılmasın diye bastırıp kesiyordu.
Ve o kadar kanıksamıştı ki, bu durumun düzeltilebileceğini bilmiyordu.
Tek seans yaptık birlikte. Sadece tek seans. Olayın başlangıcının ilki çok minik yaşlarda, ikincisi 7-8 yaşlarında iki olaydan kaynaklandığı ortaya çıktı. Her ikisini de öncesinde hatırlamıyordu. Seans sırasında çok net gördü. Sadece olayları değil, çevrede olan eşyaları bile hatırlayıp söyledi.
Seans bittiğinde önce kendisi dokundu ayaklarına, parmaklarına. Sonra o güne kadar hiç giyemediği parmak arası terlikleri giydi ve dolaştı. İlk önce tedirgin, sonra daha rahat.
Sonrasında mı? Hayatında ilk kez yaptıracağı pedikür randevusuna birlikte gittik. Güvenle ve rahatlıkla yapıldı.
Size “normalmiş” gibi gelen, takıntılarınız, korkularınız var ise sorun kendinize;
Neden bunlarla yaşamak zorunda hissediyorsunuz?



